Neden Bu Yola Çıktık? Bizim Hikâyemiz
Bu değirmenin arkasında sadece bir iş fikri değil, yaşanmış bir hayat, verilmiş bir mücadele ve sağlığı geri kazanma çabası var. Hikâyemiz, babamızın yaşadığı sağlık sorunlarıyla başladı. Yıllarını fırıncılıkla geçirmiş bir ustaydı. Hamura elini değmeden geçen bir günü yoktu. Ancak bir süre sonra hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyen sağlık problemleri ortaya çıktı. Halsizlik, mide sorunları, eklem ağrıları, kemik erimesi, bağırsak rahatsızlıkları, yüksek şeker seviyesi, çok uzun süredir yaşadığı egzama ve en sonunda gözde görme kaybı… Pek çok doktora gittik, birçok test yapıldı ama asıl nedeni uzun süre bulamadık. En sonunda, detaylı bir alerji testi sonucunda öğrendik ki babamızın yaşadığı sorunların temelinde buğday unu alerjisi yatıyor.
Doktor, modern unların içerisindeki faydalı kısımların —kepek, ruşeym, irmik— tamamen ayrıştırıldığını, geriye neredeyse yalnızca nişasta ve gluten kaldığını, bunun da vücutta sadece şeker yükü oluşturduğunu söyledi. Babamın artık unla temas etmemesi, hatta unlu mamul dahi tüketmemesi gerekiyordu. Ama biz bir fırıncı ailesiydik. Un bizim işimizdi. Hayatımızı kazanma yolumuzdu. Babamın una hiç temas etmeden yaşamını sürdürmesi neredeyse imkânsızdı.
Bu dönemde babamın şeker hastalığı da teşhis edildi. Yani yalnızca alerjik tepkiler değil, kan şekeri dengesizlikleri de ciddi bir sorun haline gelmişti. Buğday ve un hayatından çıkmalıydı, ama yerine ne koyacaktık?
İşte bu sorular bizi araştırmaya yönlendirdi. Önce tam buğday unuyla tanıştık. Ardından siyez, çavdar, karabuğday gibi kadim tahılların faydalarını öğrendik. Doğal, lifli, glisemik indeksi düşük ve katkısız unlarla yapılan ürünlerin babamın sindirimini rahatlatmakla kalmadığını, kan şekerini de referans aralıkta tutmaya yardımcı olduğunu gözlemledik. Ancak dışarıdan aldığımız unlar tutarsızdı; kimi zaman katkılıydı, kimi zaman karışımdı. Ne zaman hangi kaliteyle karşılaşacağımız belli olmuyordu.
Sonunda bir karar verdik: Bu işi kendimiz yapmalıydık.
Kendi değerlerimize, sağlığımıza ve üretim anlayışımıza uygun şekilde... Tamamen yerli, ata tohumlu buğdayları bulduk. Taş değirmen kurduk. Her torba unumuzda, hem sağlığa hem emeğe saygı göstererek üretim yapmaya başladık. Ne katkı maddesi kullanıyoruz, ne hızla öğütüp besin değerini kaybettiriyoruz.
Bugün Anadolu Taş Değirmen'de, babamızın sağlığına tekrar kavuşmasına vesile olan bu süreci daha da ileri taşıyor; gerçek, katkısız, besleyici ve güvenilir unları herkesle buluşturmak için çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, iyi un sadece lezzetli ekmek demek değildir. Aynı zamanda sağlıklı bir hayatın da temelidir. Biz artık sadece un üretmiyoruz — yaşanmış bir hayat hikâyesini, bir şifa yolculuğunu, doğallığa dönüşü paylaşıyoruz.
Bizim hikâyemizden ilham aldıysanız, bu doğallığı sizin sofranıza da taşıyalım
Geleneksel taş değirmenlerde, hiçbir katkı maddesi kullanılmadan öğütülen unlarımız; doğallığı, besin değerini ve lezzeti bir araya getiriyor. Tam buğday unu, lif ve B vitaminleri açısından zengin yapısıyla sindirim sistemini desteklerken, kan şekerini dengede tutar ve uzun süre tokluk hissi sağlar. Çavdar unu, düşük glisemik indeksiyle özellikle insülin direnci olanlar için ideal bir alternatiftir; yüksek lif oranı sayesinde bağırsak sağlığını güçlendirir. Siyez unu, glüten oranı düşük ve genetik yapısı bozulmamış kadim bir tahıldır; vücudu yormadan besler ve güçlü antioksidan içerikleriyle bağışıklığı destekler. Karabuğday unu ise glütensiz yapısıyla çölyak hastaları ve glüten hassasiyeti yaşayanlar için doğrudan bir çözüm sunar; aynı zamanda protein ve magnezyum açısından oldukça zengindir. Köy unu ise daha yumuşak yapısı ve nostaljik aromasıyla evde yapılan ekmekler ve hamur işleri için vazgeçilmezdir.
Tüm bu unlar, taş değirmende yavaş ve düşük ısıda öğütüldüğü için vitamin, mineral ve lif içerikleri maksimum düzeyde korunur. Sanayi tipi öğütmelerde yaşanan besin kaybı burada söz konusu değildir. Geleneksel değirmen taşlarının gücüyle elde edilen bu unlar hem sağlıklı beslenme alışkanlıklarınızı destekler hem de sofranıza gerçek buğdayın kokusunu, tadını ve doğallığını getirir. Çünkü un sadece bir malzeme değil; doğanın, emeğin ve sağlığın birleşimidir.
Şimdi ürünlerimizi inceleyin, damak zevkinize ve ihtiyaçlarınıza en uygun doğal unu keşfedin.